• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
ATEŞNET
SİTE HARİTASI

Osmanlı' dan Bugüne İsyanlar

Osmanlı'dan Bugüne İsyanlar

Öyle isyanlar çıkmış ki okuduğunuzda böyle bir ayaklanma da mı varmış diyeceksiniz. Osmanlı'nın kuruluşundan bugüne çıkmış olan tüm isyanları sizler için araştırdık.
İzmiroğlu Cüneyt Bey isyanı 1414

Adını isyanı gerçekleştiren çete liderinden almaktadır. 1414 yılında İzmir oğlu Cüneyt Bey tarafından gerçeklerştirilmiştir.

Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal ayaklanması 1420

Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal, Şeyh Bedreddin'in baş müridleridir.1420 yılında İzmir Karaburun Yarımadasında gerçekleşmiştir.

Şeyh Bedrettin ayaklanması 1420

Çelebi Mehmed döneminde çıkmış olan, dini ve siyasi bir isyandır. Şeyh Bedreddin; kendine ait bir devlet kurmak istemiştir. Fakat isyan bastırılmıştır
Küçük Mustafa ayaklanması 1423

Küçük Mustafa, Çelebi Sultan Mehmed'in oglu olup 1423 yılında saltanat kavgası sonucu Osmanlı yönetimine başkaldırmıştır. Mustafa Çelebi isyanı olarak da bilinmektedir.

Candaroğlu İsfendiyar bey ayaklanması 1424

Bu ayaklanma Candaroğlları beyi olan İzzeddin İsfendiyar Bey tarafından 1424 yılında Sinopta gerçekleştirilmiştir.

Karamanoğulları ayaklanması 1444

Karamanoğulları Beyliği'nin Osmanlı yönetimine girmek istememesi üzerine yapılan ayaklanmalardır. 1444 yılında Karaman'da yapılmıştır.

Şahkulu ayaklanması 1511

Şah Kulu Baba Tekeli İsyanı; 1511 yılı Nisan ayında gerçekleşmiş; Şah İsmail'i kurtarıcı olarak kabul eden Kırşehir, Tokat, Amasya, Yozgat ve Çorum çevresinde Osmanlı İmparatorluğu karşısında II. Bayezid döneminde gerçekleşmiş bir isyandır.

Hain Ahmet ayaklanması 1524

Ahmet Paşa tarafından gerçekleştirilen bu ayaklanma 1524 yılında Mısır'ın bağımsızlığını ilan etmesi üzerine gerçekleşmiştir.

İstanbul'da Yeniçeri Ayaklanması 1525

Osmanlı tarihinde bir çok kez yönetime karşı ayaklanan Yençeri ayaklanmalarının ilki 1525 yılında olmuştur
Celali ayaklanmaları 1500 - 1600

Celali ayaklanmaları,1500 - 1600 yüzyılları arasında, Osmanlı yönetimindeki Anadolu'da toplumsal ve ekonomik yapının bozulmasından kaynaklanan ayaklanmalardır. Ayaklanmaların ilk önderi Şeyh Celal'dir. Bu ayaklanmalar Tokat yöreseinde başladı ve ardından diğer gruplar arasında destek bulmasıyla hızla yayılmıştır.

Genç Osman’a karşı Yeniçeri, Sipahi ayaklanması 1622

Yeniçeri ve Sipahi askerlerinin Genç Osman'a başkaldırmış ve ayaklanmışlardır. Bu ayaklanmada henüz 14 yaşındaki Genç Osman tahttan indirilmiş ve Yedikule zindanlarında boğularak öldürülmüştür.

Anadolu’da Abaza paşa ayaklanması 1622

Abaza Hasan Paşa zorbalıklarıyla ün salmış bir vezirdir.Türkmen aşiretlerinin ağası bulunduğu sırada görevinden atıldığı için, 1622 yılında Kastamonu dolaylarında saraya başkaldırdı.

Cennetoğlu ayaklanması 1624

Balıkesir bölgesinde bir tımarlı sipahi olan Cennetoğlu zamanla halk içine girerek sancakbeyi, kethüda ve ağaların yaptıkları zulümleri ortadan kaldıracağını bildirmek suretiyle taraftar toplayarak Osmanlı'ya baş kaldırmıştır.( 1624)

İlyas Paşa Ayaklanması 1632

Balıkesir bölgesinde 1632 yılında İlyas Paşa ve çevresindekilerin gerçekleştirdği ayaklanmadır.

 Dürzi emiri Manoğlu İsyanı 1635

1635'de, Lübnan'da isyan çıkaran Dürzi emiri Manoğlu Fahrettin ile oğlu idam edildi.

Vardar Ali Paşa Ayaklanması 1648

Sivas Valisi olan Vardar Ali Paşa 1648 yılında ayaklanma başlattı.

Sultanahmet olayı ve Sipahi ayaklanması 1648

1648 yılında yine osmanlı yönetimine karşı olan sipahi askerlerinin çıkardığı bir isyan sonucu çıkan ayaklanmadır.

Haydaroğlu Mehmet Bey ayaklanması 1649

Anadoluda çıkan büyük ayaklanmalarda biri de Haydaroğlu Mehmet Bey ayaklanmasıdır. Bu ayaklanma 1649 yılında çıkmıştır.

Gürcü Nebi İsyanı 1649

Başlıca Celali ayaklanmalarında biridir. 1649 yılında Gürcü Nebi tarafından başlatılmıştır.
Yeniçeri, Sipahi ayaklanması 1656

1656 yılında Yeniçerilerin sipahilerle birleşerek başlattıkları ve kellelerini istedikleri saray adamlarıyla devlet erkanından 30 kişinin öldürülmesiyle son bulan ayaklanmadır

Abaza Hasan Paşa Ayaklanması 1658

Osmanlı tarihinin en büyük celali isyanıdır. 1658'de Abaza Hasan Paşa tarafından çıkarılmıştır.
Edirne olayları ve Ordunun İstanbul üzerine yürümesi 1703

1703 yılında çıkan bu ayaklanma II. Mustafa'nın tahttan indirilmesiyle son bulmuştur.

Patrona Halil Ayaklanması 1730

Patrona Halil İsyanı, Osmanlı Devleti'ndeki Lale Devri'nin sonunu getiren ayaklanmadır.Patrona Halil adlı, ne aslı oluğu belirli olmayan bir kişi idaresinde, bu ayaklanma 28 Eylül, 1730da başlayıp üç gün sürmüştür. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa idam edilmiş; Sultan III. Ahmed tahttan indirilmiş ve tahta I. Mahmud getirilmiş ve sonradan Lale Devri adı verilecek
Arnavut ayaklanması 1731

Patrona Halil ayaklanmasına takiben İstanbul'da cereyan etmiş bir ayaklanmadır. Ayaklanmayı başlatanların çoğunluğunun Arnavut olmasından dolayı İstanbul'da Arnavut Ayaklanması adını almıştır.

Pazvantoğlu ayaklanması 1797

Rumeli'de 1797'de Pazvantoğlu ailesinin çıkardığı ayaklanmadır. Osmanlı tarihinde isyanı en zor bastırılan aile sayılabilir.
Sırp İsyanları 1806

Sırp İsyanları 19. yüzyılın başlarında Sırpların Osmanlı Devleti'ne karşı başlattıkları ve 1878 yılında Sırbistan'ın bağımsızlığıyla sonuçlanmış
Kabakçı Mustafa Paşa ayaklanması 1807

1807'de Nizam-ı cedit ordusunu istemeyen yeniçerilerin çıkarmış olduğu ayaklanmadır.

Alemdar Olayı 1808

15 Kasım - 18 Kasım 1808'de Rumeli âyanından, yenilik yanlısı Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa'nın ölümüne ve yenilik hareketlerinin durmasına yol açan yeniçeri ayaklanmasıdır .

Mora ayaklanması 1821

1821'de Yunanistan ın bağımsızlığı ile sonuçlanan ve baştan sona patrikhane tarafından idare edilen isyan hareketi.
Tepedelenli Ali paşa ayaklanması 1822

Tepedelenli Ali Paşa 24 Ocak 1822'de Osmanlı Devletine isyan etmiş olan Yanya valisidir. Yanya Aslanı olarak anılmaktadır.
Sakız adası ayaklanması 1822

1822'de Sakız adasındaki Yunanlıların çıkarmış olduğu bir ayaklanmadır.

Mehmet Ali Paşa ayaklanması 1832

Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa Osmanlı Devletine karşı başarıyla sonuçlanan bir isyan çıkardı. (1832)

Epir ve Taselya ayaklanmaları 1854

Yunanlıların Osmanlı yönetimine karşı başlattığı ayrılıkçı ayaklanmalardan biridir. (1854)

Girit ayaklanması 1866

Cinayet işleyen Giritli Rum isyancılar için af ilân edilmiştir. Bu arada Girit’in gelirinin ikiye bölünmesi karara bağlandı. Aradan çok geçmeden, Giritli Hıristiyanlar ikiye bölündü, isyan etmekten yana olmayan liberaller ve isyancı muhafazakârlar arasında kavga başladı.(1866)

Hersek Ayaklanması 1875

Büyük bir Slav devleti yaratmak amacıyla çıkarılmış bir ayaklanmadır. Söz konusu ayaklanma çöküş dönemindeki Osmanlı Devleti’nin Balkanlardan tavsiyesinin önemli bir safhası olarak karşımıza çıkmaktadır.(1875)

Bulgar ayaklanması 1876

17. yüzyıldaki milliyetcilik akımının etkisi ve Bulgar vatandaşlarının Osmanlı yönetiminden hoşnutsuzluk duyması ayrılıkçı isyanları doğurdu.Bulgarlar 1876 yılında Osmanlıya karşı başkaldırarak ayaklandılar.

Sason ayaklanması 1894

1894 senesinde Yunan ve Bulgar ihtilalilerini taklit etmeye çalışan Ermeni Taşnak terör örgütünün ve Talurili Ermenilerin bölgedeki üç kürt aşiretiyle olan çatışmasının büyümesi sonucu ortaya çıkan olaylardır. Sason ayaklanması ayrılıkçı bir ayaklanmadır. Uzun süren çatışmalar sonucunda ayaklanan eden ermeniler yenilmiştir.Fotoğrafta Sason ayaklanmasını başlatan çete liderini görmektesiniz.

Makedonya ayaklanması 1903

1903 yazında Makedonya kanlı bir ayaklanmaya sahne oldu. Ayaklanma bastırıldı ama Makedonya’nın Osmanlı’dan kopartılması için de her türlü girişim başlatıldı.

Adana olayları 1909

(Ermeni ayaklanmaları) Bölgeyi işgal eden Fransızların Ermenileri kışkırtma çalışmaları sonucunda Ermeniler Osmanlı'ya karşı "Klikya Ermeni Devleti" kurmak için ayaklandılar.(1909)


31 Mart ayaklanmaları ve Harekat Ordusunun İstanbul'a yürüyüşü 1909

II. meşrutiyet'in ilanından sonra istanbul'da yönetime karşı girişilen büyük bir ayaklanma. Osmanlı devletinde mevcut rejimi yıkmaya yönelik ilk ayaklanmadır.(13 nisan 1909)

Arnavutluk İsyanı 1910

Yunan isyanlarıyla beraber Arnavutluk'ta bir bahane ile ayaklanma planlayanlar, “vergi toplanması” kararına karşı “vergi veremeyiz” diyerek Arnavutları ayaklandırarak isyan çıkardılar.

Ali Batı ayaklanması 1919

(11 Mayıs-18 Ağustos 1919) Diyarbakır yöresinin önemli olayı, Midyat güneyindeki aşiretlerinden birinin reisi olan Ali Batı'nın, yöreye hakim olarak, İngilizlerin kışkırtmasıyla, Kürdistan kurmak fikirlerinden de yararlanarak çıkardığı ayaklanmadır. Bu ayaklanma tarihteki ilk Kürdistan ideolojisi ile çıkarılmış ayaklanmadır

Bozkır Ayaklanmaları 1919

(29Eylül –4 Ekim 1919) Konya valisi Cemal Bey İstanbul hükümetinin bir valisi olarak Milli mücadeleye karşı tavır alıp hapishanedeki eşkiya ve katilleri serbest bırakarak silahlandırmış ve İtalyan işgal güçleriyle de temasa geçerek milli mücadeleye destek veren halkı sindirmeye

Şeyh Eşref ayaklanmaları 1919

Bayburt'un Hart bucağında Millî Mücadele için çalışanları “dinsiz ve şeriat düşmanı” olarak gösteren ve elde ettiği kolay başarılardan sonra şımaran Şeyh Eşref, kendisinin “peygamber” olduğunu ileri sürerek, bunu yanındakilere kabul ettirdi. Şeyh Eşref ile başa çıkamayacağını anlayan İstanbul Hükûmeti, af yoluna gidilip olayın kapatılmasını, Mustafa Kemal Paşa ise, giderek büyüyen ve tehlikeli bir hâl alan olayın bir an önce bastırılmasını istiyordu. Bunun üzerine, Erzurum’daki 15.Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın bölgeye gönderdiği Albay Halit Bey (Deli Halit) komutasındaki kuvvetler, Hart’a yaptığı ani bir baskınla Şeyh Eşref ve yanındakileri zor duruma düşürdülerse de isyancılar karşı koymaktan vazgeçmediğinden 24 Aralık 1919’da meydana gelen çatışmada Şeyh Eşref ve çevresindeki tarikat ileri gelenleri ortadan kaldırılıp adamlarının bir bölümü teslim alındı.

Ahmet Anzavur 1920

Ayaklanması Kurtuluş Savaşı’na karşı Anadolu’da düzenlenen ayaklanmalardan biridir. İstanbul Hükümeti’nce desteklenmiş olan Anzavur Ayaklanması'nın adı, ayaklanmaya önderlik eden Anzavur Ahmet'ten gelir. Şubat 1920'de ikinci kez ayaklandı. Gâvur İmam adlı bir başka ayaklanmacının denetimindeki Biga'yı üs edindi. Ardından Gönen, Manyas, Ulubat, Susurluk, Bandırma ve Karacabey’i ele geçirdi.

Düzce ayaklanmaları 1920

1920'de 1. Düzce Ayaklanması başladı. Düzce'de Milli Mücadele Hareketi'ne karşı ayaklanmalar çıkarıldı. 19Temmuz-23 Eylül 1920 tarihleri arasında Milli Mücadele karşıtları 2. Düzce ayaklanmasını çıkardılar.

Yozgat ayaklanmaları 1920

Kurtuluş savaşı sırasında Kuvay-i Milliyeyi uğraştıran isyanlardan birisidir. Ayaklanmanın patlak vermesi üzerine çeşitli bölgelerdeki kuvayı milliye kuvvetleri hemen isyancıların üzerine gönderilmişler, 20 haziran 1920 gecesi şehirde sabaha kadar süren müthiş bir çatışma yaşanmıştır.ikinci Yozgat ayaklanması ise 15 Mayıs-21 Ağustos 1920 tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Yine bu ayaklanma da birincisinde olduğu gibi Kuvay-i Milliye tarafından güçlükle durdurulmuştur.

Zile Ayaklanması 1920

(25 Mayıs-21 Haziran 1920): Bu ayaklanma Yıldızeli ve Yozgat olaylarıyla iç içe gelişmiştir. Buralardaki olaylardan cesaret alan Avukat Ali, eski Bucak Müdürü Naci, eski mal müdürünün oğlu İhsan’ın 30 kadar atlıyı toplaması ile başlayan tehdit edici gelişmeler üzerine bölgeye gönderilen 5. Tümen, Yarbay Cemil Cahit komutasında duruma müdahale etmiştir. Halkı hükümet aleyhine kışkırtmaya çalışan asilerle ilk ciddi çarpışmalar Zile’de yaşanmış, 150 kadar asi ölü ve yaralı olarak etkisiz hale getirilmiş, 30 kadarı da teslim alınmıştır. Yakalananlardan 50 kişi askeri mahkemede yargılanmış ve 22’si idam cezası almıştır.

Milli Aşireti Olayı 1920

(1 Haziran-8 Eylül 1920): Özellikle İngiltere’nin ve Fransa’nın olumsuz propagandaları, para yardımı ve bir takım vaatler, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki aşiretleri Türklerden ayırarak bağımsız bir Kürdistan fikrine yöneltmiştir.[39] Bu çerçevede Milli Aşiretinin ileri gelenlerinden Mahmut, İsmail, Halil, Bahur ve Abdurrahman Beyler Güneydeki düşmanlarla gizli temas ve bağlantı kurmuş ve harekete hazır hale gelmişlerdir.[40] Fransızların Haziran ayı başlarında Urfa’yı ikinci kez ele geçirme girişimleri sırasında Milli Aşiretinin de Siverek yönünde harekete geçmesi TBMM Hükümeti için ciddi bir sorun halini almıştır.

Cemil Çeto Olayı 1920

(20 Mayıs-7 Haziran 1920): Garzan’da Bahtiyar Aşireti Reisi Cemil Çeto, bazı aşiret reislerini kendi etrafında toplayarak bölgede hükümet kurma girişimlerine başlamıştır. Bu çerçevede Reşkotan aşiretini kendi yanına çekmek için tehditkar teklifler götürmüş, ancak Reşkotan aşireti başkanı tehditlere aldırmayarak hükümete sadakatini vurgulamıştır. Yine de harekete geçen Cemil Çeto, bir süre Garzan yöresine hakim olmuşsa da 13. Kolordunun aldığı önlemler üzerine hakimiyetini yitirmiştir. Adamlarının çoğunu kaybeden Cemil Çeto 7 Haziran 1920’de dört oğlu ile birlikte teslim olmuştur

Çopur Musa 1920

Ayaklanması Kısa sürede çevresine topladığı kendisi gibi asker kaçağı, kanun kaçağı, maceracı kişilerle çete oluşturarak kanunsuz işler yapmaya başlar. Hatta Anzavur adına asker topladığı da söylenir. Adamlarının çoğalması ve yaptıklarının karşılıksız kalmasıyla cesaret bulan Musa, 20 Nisan 1920 günü Çivril Hükümet Konağı (Denizli) önüne gelerek, “ben Padişahın emrindeyim, Kuvay-i Milliye’yi dağıtacağım” der ve burada ayaklanmayı başlatır.

Kula Olayları 1920

27 Haziran 1920 Kula Olayı çıktı. Bozguncular askeri dağıttılar. Bunun üzerine 30 Haziran 1920'de Yunanlılar, Balıkesir ve Edremit bölgelerini işgal etti.

Konya Ayaklanması 1920

(2 Ekim-22 Kasım 1920): Bu ayaklanma da Kuvayı Milliyecileri asi ve kafir olarak gören, Anlaşma Devletlerine karşı milli bir direnişin mümkün olamayacağına inanan kişilerin önayak olduğu türdendir. Ayaklanma 2 Ekim - 22 Kasım 1920'de gerçekleşmiştir.
Demirci Mehmet Efe Ayaklanması 1920

(1-20 Aralık 1920): Çeşitli isyanların bastırılmasında emeği geçen Demirci Mehmet Efe (1885-1959) Birinci Dünya Savaşı esnasında kendisine yapılan onur kırıcı bir muameleden dolayı bulunduğu yerden kaçarak dağa çıkmış, kısa zamanda topladığı yaklaşık 200 kişilik bir çeteyle Ödemiş civarında ün salmayı başarmıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlıların cazip vaatlerini reddederek milli kuvvetler safında yer almıştır. Kendisine 5 Ekim 1919’da Aydın Cephesi Umum Kuvayı Milliye Komutanı adı verilmiştir.

Çerkez Ethem ayaklanması 1921

I. İnönü savaşı sırasında bastırılmıştır. Kuvvei Seyyare döneminde oldukça başarılı hizmetler veren Çerkez Ethem bu yenilgi sonunda Yunan ordusuna teslim olmuş ve TBMM tarafından vatan haini olarak ilan edilmiştir.

Pontus ayaklanması 1920

Samsun bölgesi Rumlarının Pontus devletini kurma amacıyla çıkarttığı ayaklanmalardır. Aralık 1920'de başlayan ayaklanmalar kesin zaferin kazanılmasından sonra 1923'te tam olarak bastırıldı.

Koçgiri İsyanı 1921

1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'ne karşı Koçgiri, Pezgavır, Maksudan, Aslanan, Kurmeşan, Parçikan, Cenbergan, izol ve Giniyan aşiretlerinin içinde bulunduğu bir ayrılıkçı ayaklanmadır.Koçgiri aşireti reisi Alişan Bey, kardeşi Haydar Bey ve ile Gülağaoğullarından Mehmed İzzet, Naki, Hasan Askeri, Kazım ve Alişir yönetmiştir.

Nasturi Ayaklanması 1924

(7 Ağustos-26 Eylül 1924) Güneydoğu Anadolu'da süryanilerin bağımsızlık için başlattığı isyan hareketidir
Şeyh Said İsyanı 1925

( Şubat - Nisan 1925), Doğu Anadolu'da merkezi yönetime karşı girişilen geniş çaplı ayaklanmdır.Şeyh Said'e bağlı kişilerin Diyarbakır'ın Eğil nahiyesine bağlı Piran köyünde arama yapan bir jandarma müfrezesiyle çatışmaya girmeleri (13 Şubat 1925), kısa sürede genişleyecek yaygın bir ayaklanmanın kıvılcımını oluşturdu.Genç vilayetinin merkez kazası Darahini'yi basarak (16 Şubat) valiyi ve öteki görevlileri esir alan Şeyh Said, halkı İslam dini adına ayaklanmaya çağıran bir bildiriyle hareketi tek bir merkez altında toplamaya çalıştı. Bu bildiride 'din uğruna savaşanların lideri' anlamına gelen mührünü kullandı ve herkesi din uğruna savaşa çağırdı.Şeyh Sait ayaklanması uzun süreli bir mücadele sonucu bastırılabilmiştir.Diyarbakır'daki Şark İstiklal Mahkemesi Şeyh Said ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında da ölüm cezası verdi (28 Haziran). Cezalar, başta Şeyh Said olmak üzere, ertesi gün infaz edildi.

Raçkotan ve Raman da tedip Harekatı 1925

Siirt’in Beşiri bölgesinde Raman Aşireti, Garzan ve Rackotan Aşiretleri, Silvan ve Kulp'taki Bükran Aşiretleri'nin Devlet'e başkaldırmasıyla başlayan ayaklanma diğer ayrılıkçı ayaklanmalar gibi zorlukla bastırıldı.Bu ayaklanmayı bastırabilmek için isyancı aşiretlere düşman aşiretler kullanılmıştır. Bu da tarihe tedip yani cezalandırma harekatı olarak geçmiştir.

1.Ağrı Ayaklanması 1926

16 Mayıs 1926'da Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dahil olduğu bir coğrafyada meydana gelen etnik ayaklanmadır. 16 Mayıs 1926'da Soğanlı, Kızılbaşoğlu, Sori, Cilkanlı, Bilhanlı ve Cinganlı aşiretleri; Ağrı'daki Brosonlu İbrahim ve adamları ile birleşerek ayaklandılar. İran'daki Yusuf Taso ile beraber 1.000 kadar atlının İran sınırını geçip Brosonlu'nun yardımına gelmesi üzerine ayaklanma büyüdü...

 

İkinci Ağrı Harekâtı 1927

İkinci Ağrı Harekâtı 13 Eylül 1927'de başlatılan harekatla Türkiye ordusu İran sınırına kadar ilerlemiştir. Bu ayaklanma da etnik ayrımcılar tarafından sürdürülen ayrılıkçı bir ayaklanmaydı.

Mutki ayaklanması 1927

Şeyh Sait isyanının bastırılmasından sonra Mutki bölgesinde vergi, askerlik ve silah toplamak üzere Mutki bölgesine gönderilen kuvvetlerden bir tabura bölgede yaşayan aşiretlerin bir araya gelerek saldırması ile 1928 yılının ilkbaharında başlamış ayrılıkçı ayaklanmadır.

Asi Resul Ayaklanması Olayı 1929

Eruh ilçesi jandarma komutanı teğmen ile Lodi bucak merkezinin Tilmişar köyünden Jilyan Aşireti Reisi Resul'un aralarındaki anlaşmazlıktan kaynaklanmıştır. Çıkan anlaşmazlık sonrasında Jilyan aşireti ayaklanmıştır ve bu ayaklanma da ayrılıkçı ayaklanmalardan biri olarak tarihdeki yerini almıştır.

3. Ağrı ayaklanması 1930

İhsan Nuri ve 'Zilan Bey', Hesik aşiret reisi İbrahim Ağa'nın aşiretiyle birlikte İran sınırını aşarak başlattığı yeni bir ayaklanmadır. Ağrı'da çıkan 3. ayaklanma olması sebebiyle 3. Ağrı ayaklanması adını almıştır ve Ağrı'daki son ayaklanmadır. Bu ayaklanma da diğer ayrılıkçı ayaklanmalar gibi güçlükle bastırılmıştır.Ayaklanmanın bastırılmasından sonra Adana Ağırceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamalarda 34 kişi idam cezasına çarptırıldı. 1938'de ise Karaköse olan ilin adı, Ağrı olarak değiştirildi.

 

Zeylan İsyanı 1930

Ayrılıkçı isyanlardan biridir. Van ile Ağrı arasında gerçekleştirilen bu ayaklanma etnik bölücülük amacıyla Hoybon ve Taşnak cemiyeti tarafından planlanarak 2 Haziran 1930 tarihinde başlatılmıştır. Bendimahi Suyu, Tendürek, Murat Başı, Bozdağ, Güngör Dağı ve Erçiş bölgesinin tamamının katıldığı bu isyan bir tümen ile ancak 18 Eylül 1930 tarihinde bastırılmıştır.

Oraman Ayaklanması 1930

1930'da Oramar'daki(Yüksekova'ya bağlı bir köy) aşiretlerin devlet güçlerine saldırması olayı 'Oramar ayaklanması' olarak kayıtlara geçti. Genelkurmay da aynen bu isimle ayrılıkçı isyanlardan biri olarak kayıtlara geçiriyor

Menemen olayı - ayaklanması 1930

23 Aralık 1930 günü gerçekleşen, Cumhuriyet tarihinin ikinci önemli irtica hadisesidir. İzmir'in Menemen ilçesinde, askerliğini yedek subay olarak yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın ve yardımına koşan bekçiler Hasan ve Şevki'nin şeriat isteyen bir grup tarafından öldürülmesiyle başlayan olaylar zinciri. Olayların ardından bölgede sıkıyönetim ilan edilmiş, kurulan Divanı Harp'te failler idam dahil çeşitli cezalarla cezalandırılmışlardır.

Tunceli Tedip Harekatı 1937-1938

Dersim İsyanı olarak da anılan olaylar, şu anki adıyla Tunceli ili'nde 1937 yılında merkezi hükümetle Dersim aşiretleri arasındaki anlaşmazlıklar sonucu çıkan ayaklanmalarda yaşanan olayların genel adıdır. Bu olayların ardından Dersim olan yörenin adı Tunceli olarak değiştirilmiştir.


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam102
Toplam Ziyaret1805393
Hava Durumu

ATEŞ’TEN SÖZLER

AHMET ATEŞ (KENDİSİNE LAYIK GÖRMEDİĞİNİ DOSTLARINADA LAYIK GÖRMEYEN ...). İSTER KULAK VERİN İSTER VERMEYİN. İSTERSENİZ AHMET ATEŞ DE KİM OLUYOR DEYİN. DOĞRU YOLU GÖSTERMEK BİZDEN YÜRÜYÜP YÜRÜMEMEK SİZDEN. Ateş

BU MİLLET ŞUNU İYİ BİLSİN Kİ; TAŞLANMAMAK İÇİN DE OLSA, ASLA MEYVESİZ AĞAÇ OLMAYACAĞIM. Ateş

ATEŞ' İ SEVMEYEBİLİRSİNİZ, SEVMEK ZORUNDA DA DEĞİLSİNİZ. UNUTMAYINIZ Kİ DÜŞMANINIZDAN BİLE ÖĞRENECEĞİNİZ ÇOK BİLGİ VARDIR. Ateş

İNSANIN KENDİ KENDİNE YAPTIĞI KÖTÜLÜĞÜ, BÜTÜN DÜŞMANLARI BİR ARAYA GELSE YAPAMAZ. Ateş

ATEŞ, DÜNKÜ ATEŞ DEĞİL. YARINDA, BUGÜNKÜ ATEŞ OLMAYACAK. Ateş

DEĞİL DOKUZ KÖYDEN KOVULMAK; ONDOKUZ KÖYDEN DE KOVULSAM, DOĞRUYU SÖYLEMEKDEN, DOĞRU OLANI SAVUNMAKDAN VAZGEÇEMEM. Ateş

İNSANLARI GÖRÜNÜŞLERİ İLE YARGILAMAYINIZ, ÇOĞUNLUKLA ALDANIRSINIZ. GÖRÜNÜŞLER İNSANLARI GENELDE ALDATIR. YAKINDAN TANIMADIĞINIZ İNSANLAR HAKKINDA İYİ VEYA KÖTÜ DİYE HÜKÜM VERMEYİNİZ. GÜN GELİR İYİ DEDİĞİNİZ İNSANLAR KÖTÜ, KÖTÜ DEDİĞİNİZ İNSANLAR ÇOK İYİ ÇIKABİLİR. TERCİHLER SİZE AİT AMA SİZ DIŞ GÜZELLİKDEN ZİYADE İÇ GÜZELLİĞE ÖNEM VERİNİZ. Ateş

DOST DOĞRU SÖYLER, YÜZE SÖYLER, SEVİLMEZ. DÜŞMAN ARKADAN SÖYLER, YÜZE GÜLER. BAŞ TACI EDİLİR. BAŞ TACI OLMAK İÇİNDE OLSA; YÜZE GÜLENLERDEN, ARKADAN KONUŞANLARDAN OLAMAM. Ateş

DEĞER VERDİĞİNİZ İNSANLAR SİZ DEĞER VERDİĞİNİZ İÇİN DEĞERLİDİR. OYSA ONLAR KENDİLERİNİ BİR ŞEY SANIRLAR. SİZ DEĞER VERMEZSENİZ BİR HİÇTİRLER AMA BUNU AKILLARINA BİLE GETİRMEZLER. "ŞAİRİN DEDİĞİ GİBİ GÜZELLİKLERİ ON PARA ETMEZ BİZDEKİ AŞK OLMAZSA" Ateş

KIRK GÜN TAVUK GİBİ YAŞAMAKTANSA BİR GÜN HOROZ GİBİ YAŞARIM. Ateş

BU DÜNYA HERKESE YETER. YETERKİ ADAM GİBİ YAŞAMASINI BİLELİM. Ateş

TOPLUMDA KENDİNİ ŞEREFLİ GÖSTEREN ŞEREFSİZLER DÜNYA DÖNDÜKCE VAR OLACAK VE MİDE BULANDIRACAKLARDIR. Ateş

"HER ASALAK BİR SALAĞIN SIRTINDAN GEÇİNİR" İNSAN OLAN NE SALAK NE DE OLUR ASALAK. Ateş

HIRSIZLIK SADECE PARA ÇALMA İLE OLMAZ. ZAMAN PARADAN YERİNE GÖRE DAHA ÖNEMLİDİR. DAKİKALARI PARA İLE ÖLÇEMEZSİNİZ. GASP EDİLEN DAKİKALARIN HESABINI VEREMEZSİNİZ. MİLLET OLARAK BOŞA HARCANACAK NE VAKTİMİZ NE DE BOŞ ZAMANIMIZ VAR. Ateş

"KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM KÜL GİBİ KARARIP SOLDUM EYVAH EYVAH" TÜRKÜSÜNÜ ÇALMAMAK İÇİN SİZE DEĞER VEREN DOSTLARINIZA, SİZİ SEVENLERE KULAK VERİNİZ. Ateş

TREN KALKAR GARDAN, KAÇARSA HABER GELMEZ NAZLI YARDAN. TRENDEKİ BİR GÜN AĞLAR, KAÇIRAN HER GÜN AĞLAR. EN İYİSİ TRENİ KAÇIRMAMAK. Ateş

"ZORLA YENEN AŞ YA KARIN AĞRITIR YADA BAŞ". NE YİYEN NEDE YEDİREN ŞİFA BULUR ARKADAŞ. Ateş

GÜZEL HER ZAMAN GÜZELDİR. ÇİRKİNLİK İSE BENİM İŞİM DEĞİLDİR. Ateş

DOST DOSTUN AYNASI OLMALI. AYNA KADAR DOĞRU OLAMIYORSA DOSTUNUM DİYE GEZMEMELİ. Ateş

OTOBÜS KAÇIYOR DEMİŞTİM DİNLEMEDİN. SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ DEMİŞTİM TINLAMADIN. NE DEDİMSE İLTİFAT DEĞİL, GERÇEK DİYE, HOŞUNA GİTMEDİ. ANLARSIN BİR GÜN DEDİM, DALGA GEÇTİN. İŞ İŞTEN GEÇTİKDEN SONRA ANLARSIN DA, ONU DA BEN ANLAYAMAM. "GEÇER BORUN PAZARI ANCA GİDERSİN NİĞDE'YE." SÖYLEYECEK BİR SÖZÜN OLAMAZ BU DELİYE. Ateş

SEVDİĞİM BİRİSİ "BENİ SENİN KADAR AŞAĞILAYAN HİÇ KİMSE OLMADI" DEMİŞTİ. BIRAKIN AŞAĞILAMAYI İNCİLTMEK AKLIMIN KÖŞESİNDEN BİLE GEÇMEMİŞTİ. OYSA BU KİŞİ DEĞER VERDİĞİM SEVDİĞİM KİŞİLERİN BAŞINDA GELEN BİRİ. DEMEK Kİ DEV AYNASI OLMAMAK SUÇ OLUYOR. BEN SENİN DÜŞMANIN DEĞİLİM Kİ SENİ OLDUĞUNDAN FARKLI GÖSTEREYİM. BİR GÜN SANA GEREĞİNDEN FAZLA İLTİFAT EDERSEM BİL Kİ O GÜN DÜŞMANIN OLDUĞUM GÜNDÜR. Ateş

"GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANIR" KATLANIR DA ÖNEMLİ OLAN DİKENE KATLANIP, GÜLE KAVUŞABİLMEK. Ateş

İSTER ARKADAŞINIZ, İSTER SEVGİLİNİZ, İSTER AÇIK İSTER GİZLİ AŞKINIZ, İSTER DOSTUNUZ, İSTER SIRDAŞINIZ, İSTER ANNE BABANIZ, DEĞER VERDİĞİNİZ KİM OLURSA OLSUN GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEYİNİZ. KENDİ DEĞERİNİZDEN KAYBEDERSİNİZ. Ateş

HER YÜZÜNE GÜLENİ, BOLCA İLTİFAT EDENİ DOST BELLEME. DOST, SEVİLMEME RİSKİNE RAĞMEN; DOĞRU NE İSE ONU SÖYLER, KALPTEN SEVER. ASIL DOST KENDİSİNE REVA GÖRMEDİĞİNİ KARŞIDAKİNE REVA GÖRMEYENDİR. Ateş

GERÇEK SÖZLERDEN KAÇANLAR, GÜZEL, SAHTE VE HOŞ SÖZLERE KANANLAR. ASLA ACI GERÇEKLERDEN KAÇAMAZLAR. Ateş

BENİM İÇİN SIFATINIZ NE OLURSA OLSUN. SİZİ KAYBETMEMEK UĞRUNA ASLA YALANA BAŞVURAMAM. SİZLERİ KAZANMAK İÇİN SAHTEKARLIK YAPAMAM. BENİ SEVEN DÜRÜST OLDUĞUM İÇİN SEVSİN SAHTE İLTİFATLAR İÇİN DEĞİL. SAHTE DOSTLAR VE SAHTEKARLIK BENDEN UZAK OLSUN. Ateş

SEVDİKLERİNİZİ YARGILARKEN OLAYLARA KENDİ CEPHENİZDEN BAKMAYINIZ. ALDANIRSINIZ. KARŞIDAKİNİN YERİNE KENDİNİZİ KOYABİLDİĞİNİZ SÜRECE DOĞRU YARGILAMA YAPABİLİRSİNİZ. Ateş

SİZ, SİZ OLUN, OLMAZ ÖYLE ŞEY DEMEYİN. BİR GÜN OLUR, OLUYORMUŞ DEMEK ZORUNDA KALIRSINIZ. ASLA BİRİNİ KINAMAYINIZ. KINADIĞINIZ OLAYIN, BİR GÜN BAŞINIZA GELDİĞİNİ, GÖRMENİZ HİÇ DE UZUN SÜRMEZ. ALLAH ISLAH ETSİN DEYİP GEÇİN. YOKSA, KINADIĞINIZ OLAYLA KENDİNİZ ISLAH EDİLİRSİNİZ. Ateş

"İLTİFAT; YALANIN SÜSLENMİŞ, KILIF GİYDİRİLMİŞ HALİDİR" İLTİFAT ETMEYİ BİLMİYORUM. ÇÜNKÜ YALAN SÖYLEMEYİ BECEREMİYORUM. Ateş

GERÇEKLER DOĞRU VE ACI OLUR. İLTİFATLAR SAHTE VE YALAN. GERÇEKLERDEN KAÇANLAR, İLTİFATLARA SIĞINANLAR, ACI SONDAN KAÇAMAZLAR. KURTULUŞ GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEKDEN, İLTİFATLARDAN UZAK DURMAKDAN GEÇER. Ateş

AŞIRI MAKYAJ GÜZELİ ÇİRKİNLEŞTİRİR ÇİRKİNİ GÜZELLEŞTİRİR. Ateş

DOĞRULAR VE GÜZELLİKLER MALINIZ, ÇİRKİNLİKLER VE KÖTÜLÜKLER ÇÖPÜNÜZ OLSUN. Ateş

SİGARA

OĞUZLAR Mayıs 1994

SİGARA

Ahmet ATEŞ Oğuzlar Gazetesi yazı İşleri Müdürü

İçerken güldürür

Sinsi, sinsi öldürür

İçene kendini kahraman sandırır

Şeytani bir zehri andırır

İnsana kendi kendini yandırır

Sigara içmek suç değil

Bıçak taşımakta suç değil

Fakat bıçak ve tabanca

Bir başkasına zarar verince suç

Peki, sigara bir başkasına zarar verince neden suç sayılmaz? Şimdi sormak gerek aklı ve fikri olan herkese. Hangi insanın bir başka insanı zehirlemeye hakkı var? Sigara içme özgürlüğünü savunan vatandaşlara demezler mi ki içenin içme özgürlüğü varda içmeyenin sigara içmeme özgürlüğü yok mu? Sigara içmeyenin sigara içene bir zararı yok. Peki sigara içenin içmeyene neden zararı olsun. Bir resmi daire veya aile düşünün aynı odayı on kişi paylaşıyor. Bunun beşi sigara içiyor diğer beşi içmiyor. Beş kişinin sigara içme özgürlüğü varda diğer beş kişinin sigara içmeme, zehirlenmeme özgürlüğü yok mu? Sigara içmeyen beş kişinin sigara içen beş kişiye zararı yok da, sigara içen beş kişi niye diğer beş kişiyi zehirlesin.

Sigara içenler içmeyenleri zehirleme hakkını kimden ve nereden alıyorlar?

Anti parantez kimse özgürlükten bahsetmesin özgürlüklerde sınırsız değil sınırlıdır. Çünkü bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde diğer bir kişinin özgürlüğü biter. Bitmiyorsa tecavüz olur. Suç teşekkül eder, cezayı gerektirir.

Anti parantez kimse özgürlükten bahsetmesin özgürlüklerde sınırsız değil sınırlıdır. Çünkü bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde diğer bir kişinin özgürlüğü biter. Bitmiyorsa tecavüz olur. Suç teşekkül eder, cezayı gerektirir.

Birde en çok şundan söz edilir. Yahu sigara içen akciğer kanseri, verem ve diğer hastalıklara yakalanıyor da içmeyen yakalanmıyor mu?

Yakalanıyor: Tabiî ki siz sigara içenlerin sayesinde bir ailede bir kişi sigara içiyorsa diğerlerinin ben sigara içmiyorum demesi gerçek anlamda yalan ve yanlış olur. Sigara içen kişi sadece kendisini zehirlemez evdeki hanımını çocuklarını ve diğer fertlerin hepsini zehirlenmeye mahkum eder, onların yanında sigara içtiği sürece.

Şimdi sorarım size hangi babanın kızını, hangi ananın oğlunu, hangi dedenin torununu,hangi tiryakinin tiryaki olmayanı zehirleme hakkı var?

Medeniyet deyince bazıları çıplaklık sanır, asla. Medeniyet bu ve benzeri durumlarda kendini gösterir. Medeni insan başkalarına ve kendisine saygı duyan insandır. Başkalarının haklarını gasp etmeyen temiz insandır. Hoş görülü insandır. Kendi özgürlüğüne sahip çıktığı kadar başkalarının özgürlüğüne sahip çıkan ona saygı duyan insandır.

Bir düşünür medeniyeti şöyle tarif eder. "Medeni insan karanlık da esnerken sol elinin tersi ile ağzını kapayan insandır" der. Tabiî ki bizde olduğu gibi esnerken küçük dilini karşısındakine gösteren değil.

"Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az"

Kimsenin kimseyi zehirlemeyeceği, kişilerin birbirlerine saygılı olacağı,toplum menfaatlerinin ön plana çıkacağı bencilliğin arka planda kalacağı, hoş görülü medeni toplumlara doğru.

Saygı ve sevgilerimle bir sonraki sayıda buluşmak üzere.

Sevgili okurlar Makalenin yayın tarihine bakarsanız bu günkü sigara ile ilgili kanun konusunun alt yapısını görürsünüz o tarihlerde bu yazıyı kaleme almak yürek, bilek ve cesaret isterdi. İlk sigara kanunu bile (Kanun Numarası : 4207 Kabul Tarihi : 7/11/1996 Yayımlandığı R.Gazete: Tarihi:26/11/1996 Sayı: 22829) bu makaleden 2 Yıl 6 Ay sonra çıkmıştır. O gün dile getirdik iki yıl sonra kısmen bugünse tamamına yakını kanuna konmuştur. Eh sağlık olsun 12 yıl sonrada olsa birşeyler değişmiştir. O gün dalga geçenlere duyrulur.

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Takvim